ALOE VERA'NIN TARİHÇESİ
Tarihi kayıtlara baktığımızda, Aloe vera'nın şifalı etkilerinin keşfinin M.Ö 5000 yıllarına kadar dayandığını görmekteyiz.
Mısırlı bilim adamı George Ebers bundan yüzyıl kadar önce yapmış olduğu araştırmada Mısır mumyalarının bacak arasında Aloe vera yaprakları bulduğundan bahseder.
Eski mısırda yanıkların ve enfeksiyonların Aloe vera ile tedavi edildiği anlaşılmaktadır.
Aloe veradan ilk bahseden Jonhn Goodyear, M.s 1655 gastroentestinal bölgelerde etkili
olduğunu ayrıca tansiyon düşürücü , yatıştırıcı sedatif etkiye sahip olduğunu
anlatmıştır.
Chistopher Columbus Amerika'yı keşfederken bir yandan da Aloe verayı ve onun tedavi
edici özeliklerini keşfetmiş olmalı ki, Aloe verayı gemilerinde saksı içerisinde
yetiştirmiş onları ilk yardım çantası gibi özenle taşımış ve gerektiğinde insanların güneş yanıklarında ve yaralanmalarında kullanılmıştır.
İncilde de Aloe vera'dan bahsedildiği ve insanların yararına olan etkilerinin anlatıldığı
söylenmektedir.
Aloe vera'nın insanlığın hizmetine bir ürün olarak snulması Rex Maughan'un kendi sağlığı için kullanması sonunda başlamıştır. 1976 yılından itibaren Aloe veranın
stabilizasyon işlemlerinin bilinmiş olmasıyla ondan elde edilen ürünlerin raf ömrü uzatıldığı için geniş bir kullanım alanı olmuştur.
Günümüzde birçok ülkeye bu ürün ihraç edilmektedir. Türkiye'nin de bu ülkeler arasında olması ülkemiz açısından son derece olumlu bir gelişmedir.
Ekolojik dengenin bozulmasının ve beslenmede katkı maddelerinin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin daha çok
farkına varıldığı doğal ürünlere, doğal beslenmeye ve şifa veren bitkilere yönelindiği ve onlardan yararlanma beklentilerinin çok arttığı
dönemde Aloe vera ürünleri, içinde vitamin, mineral ve aminoasitleri zengin bileşen olarak barındırdığı için sağlığın sürdürülmesi yönünde, kullanan kişiler üzerinde inanılmaz olumlu gelişmeler yaratmaktadır.
Bağışıklık sistemimizi güçlendirerek bizleri hastalıklardan koruyan Alove'ranın bunun yanı sıra birçok hastanın sağlığını kavuşmasında yardımcı olduğu gözlenmektedir.
ALOE VERA'NIN YAPISAL ÖZELLİKLERİ
Alo vera zambakgillerden bir bitkidir. Aynı familya içer sinde yaklaşık 300'den fazla benzeri olduğu bilinmektedir.
Türlerin çoğu zehirsizdir. Özellikle çöl ortamlarında susuz kalan İnsanların Aloe vera dallarını keserek bu dallardan akan suları içtiklerine dair bilgiler bulunmaktadır.
İçlerinde bazılarının ise zehirli olduğu ve insanların ve hayvanların bilmeden yemesi veya sularını içmesi sonunda can kayıplarına uğradıkları görülmüştür.
Aloe vera'nın 300'den fazla değişik türü olmasına karşın özelikle insanlar tarafından
sağlık alanında kullanılan dört beş çeşidi bulunmaktadır.
En etkili olanı Barbadensis Miller'dir.
İnsanlığın hizmetine sunulmuş olan Aloe vera Barba densis miller birçok hastalığa iyi gelmektedir.
Bu etkileri birçok araştırıcı tarafından incelenmiş olup bazı özelliklerinin açıklığa kavuşturulduğu bilinmektedir.
Bazı özellikleri hala gizliliğini muhafaza etmekte ve araştırmalar sürmektedir bitkinin
kısa bir kökü mevcuttur.
Yaprakları 20 ile 30 santimetre arasındadır. ve 60 ile 90 santimetre kadar uzama özelliği göstermektedir. Uzun ömürlü olup ikinci yılından itibaren yaprakları amaca uygun olarak kullanılmak üzere kesilebilmektedir.
Hep bir sağlıklı kökten 10 yılda, 40 50 yaprak alınmaktadır. Yapraklar dışardan içeriye doğru hasat edilir.
Bitkinin %95'i sudur. Diğer%5'i de mineral vitamin ve amino asitlerden oluşur.
Vücut için lüzumlu 30 35 'kadar mineral ve vitaminin yanı sıra insan vücudunun yapı
taşları olan ve bağışıklık sistemini güçlendiren aminoasitlerin tümüne yakınını içeren
bu usare organizmanın gelişmesi için yaşamsal önemde olan bir kombinasyonu bedenin
hizmetine sunar.
BUNLARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ALEO VERA Nedir ve Tarihçesi
Katliam Virüsü
Hipertermi ile Kanser Tedavisi
Bitkisel Reçete Hazırlanması
Follow @AlpWebSite
Bizi Takip Edin
Tweetle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder